HABERLERKÖŞE YAZISIÖZEL HABER

ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ

“Eleştirinin yeri, zamanı , şekli ve niyeti çok önemlidir. Başkalarının düzelmesini istiyorsak önce kendimiz düzeleceğiz.”

CENK KARSLI’NIN KALEMİNDEN ; “ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ”

Dünya ve Türkiye ölçeğinde konuşarak haddimi aşmak istemem ama yakın çevremde uzun süredir gözlemlediğim saçma sapan bir eleştiri kültürü oluşmuş durumda. Aynı kişiler spordan siyasete, ekonomiden eğitime, sağlıktan ticarete kadar her konuda yorum yapabiliyor ve hatta yorum yapmanın ötesinde saygısızca ve ukalaca eleştiri yapabiliyor. Bir ülkede bu kadar çok insan kendini konu hakkında uzman zannediyorsa orada bir sorun var demektir. Ben konuyu futbol üzerinden ele almak istiyorum. Türkiye Futbol Federasyon başkanı kim olursa olsun tüm kulüpler tarafından  çok ağır eleştiriliyor, Merkez Hakem Komitesi Başkanı kim olursa olsun tüm kulüpler tarafından çok ağır eleştiriliyor. Maçı kaybeden takım kendi yaptığı hatalara bakmadan hemen  hakemi  eleştiriliyor. Mağlup olan takımın taraftarı önce hakemi hedef alıyor, sonra kulüp başkanını eleştiriyor daha sonra futbolcuları ve teknik adamı eleştiriyor hatta takımı hakkında olumsuz yorum yapan gazeteciyi de eleştiriyor.

Sporun içinde mutlaka isyanlar, karşı görüşler, itirazlar olacaktır ancak bunun dozu biraz kaçtı gibi… bu kadar çok kendinde yorum yapma hakkı bulan, kendisini uzman zanneden insanın olduğu yerde Türk futbolu neden yerlerde sürünüyor ? Küçük büyük, ilgili ilgisiz herkesin yorum yapma ve eleştirme hakkı vardır ama bunun bir sınırı  olmalı. Ayrıca eleştiri ile hakareti de ayırt etmek gerekir. Kimse, bir başkasının ailesine , kişiliğine , şahsına hakaret edemez. Taraftar uygun gördüğü zamanda takımına zarar vermeden gerekli protestoyu yapabilir hatta sorumluları istifaya da davet edebilir fakat bunun da zamanlaması her zaman çok önemli olmuştur. Eski yıllarda taraftarlık her koşulda destek olmayı temsil ederdi, eski yıllarda taraftarlık uygun dille uyarmayı tercih ederdi. Şimdi Anadolu takımlarının çoğuna dikkat ediyorum, kulübe olan sevgisi ve bağlılığı skorboardda yazan rakamlarla alakalı olmuş. Herkes eleştirilebilir ve herkes eleştirebilir, bunda bir sorun yok. Önemli olan üslup ve sınırlar. Taraftarlar  yıllardır kulüplerinin  içinde ve çevresinde olduğu için kendi kulüplerinin eksilerini artılarını çok iyi bilir, kimlerin nasıl başarılı olacağını da az çok tahmin eder yani taraftarın düşüncesi de yabana atılamaz ancak dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyorum. Herkes kendi yanlışını eksiğini düzeltecek, herkes sınırlarını bilecek. Bugün tribünde 100 kişiye sorsak  100  ayrı ilk 11 yapar, 100 ayrı sistem tavsiye eder. Teknik direktör bir tercih yapacak ve hali ile geri kalan 99 kişinin eleştirisine maruz kalacak. Taraftarlık bakışımızı da geliştirmek zorundayız. Özellikle sosyal medyada aynı maç esnasında aynı kişinin 2-3 farklı tutumuna şahitlik ediyoruz. Takım 1-0 öne geçince ‘’helal olsun adamsınız ’’ yazan kişi 10 dk sonra maç 1-1 olunca ‘’şerefsizler’’ yazıyorsa burada bir karakter sorunu var demektir. Eleştirinin yeri, zamanı , şekli ve niyeti çok önemlidir. Başkalarının düzelmesini istiyorsak önce kendimiz düzeleceğiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.