TESTİ KIRILMADAN

“2-3 küçük dokunuşla zirve yarışına ortak oluruz ancak öncelikle beraber hareket edebilen, alan ve adam sorumluluğunu çok iyi paylaşabilen bir ekip olmalıyız.”

CENK KARSLI’NIN KALEMİNDEN ; ” TESTİ KIRILMADAN…”

Biraz yağmurlu ama çokça soğuk bir Pazar gününde Karşıyaka futbol takımımızın maçına gittik. Maç
yazısı yazmak gibi bir adetim yok ancak görmüş olduğum iyileri, kötüleri bu sefer paylaşmak istedim.
İlk yarıda deplasmanda yendiğimiz rakibimizi iç sahada da 2-1 yendik ancak oyun beni tatmin etmedi.
Grubun en zayıf takımlarından birine karşı özellikle ikinci yarıda çok pozisyona girdik, 4-5 şutumuz
direkten döndü fakat takım kalitemize yakışmayacak pozisyonlar verdik. İkinci yarının ilk maçı olması ,
yeni teknik direktörümüzün ilk maçı olması, yeni transferlerin uyum süreci gibi sebeplerden dolayı
takımımızın oynadığı oyunu eleştirmem ancak önlem alınması gereken geliştirilmesi gereken konular
olduğu da bir gerçek.
Birincisi Karşıyaka Spor Kulübü futbol takımı kendi evinde oynadığı tüm maçlarda baskılı oynamak
zorundadır, bu bizim karakteristik özelliğimiz olmalıdır. Belki puan durumu ve rakibin durumu göz
önüne alınarak 2-3 rakibe karşı daha kontrollü, daha farklı bir planla oynanabilir fakat 14 rakibin en
azından 10’una kendi evimizde önde baskı ile oynamalıyız. Önde baskının diğer prensipleri olan pres
devamlılığı , sahipsiz toplar, ikinci toplar ve kaybedilen topların 6-7 saniye içinde yeniden kazanılması
, atak tazeleme ile ilgili çalışma yapmak zorundayız. Önde baskı yapmanın tabi ki risklerini de
düşünmek ve önlem almak durumundayız. Takım boyunu kısaltmak için öne çıkan defans hattımız ile
kalecimiz arasında kalan büyük mesafenin tehlike yaratmaması için beklerimizin çok çabuk kademeye
girmesi, ağır stoperlerimizin ise rakibe çok yakın ve temaslı oynaması mecburiyeti oluşmaktadır. Bu
tip maçlarda kazanmak çok önemlidir, büyük takımlar hedefli takımlar tatmin eden bir oyun
oynamasa da kazanma becerisi göstermek zorundadır. Buraya gelen takımlar Karşıyaka markasına
rakip olabilmenin motivasyonu ile maça çıkıyorlar, gol yemedikleri her dakika moral seviyeleri
yükseğe çıkıyor. Bu açıdan hem tribünümüzün hem futbolcularımızın mental olarak çok iyi
hazırlanması gerekiyor. Otuzuncu dakikada kendini yere atan, zaman geçirmeye çalışan rakiplere karşı
hazırlıklı olmalıyız. Yetenekleri sınırlı sadece mücadele gücü yüksek rakiplerimizi hataya zorlayacak bir
oyun tarzı ile oynamalıyız. Bu sıcağa kar mı dayanır dedirtecek kadar rakibi sıkıştırmalıyız.
Tabi bu baskılı oyunu oynayabilmek için fiziksel , atletik olarak da çok hazır olmak gerekiyor. Orta
sahada tamamı 6 numara dediğimiz top kesen ve basit pasla topu takım arkadaşına ileten oyuncularla
skor üretmek çok zor , bu nedenle yeni transfer Mehmet Alaeddinoğlu ‘nun performansı bizim için
çok kritik bir anlam taşıyor. Bu ligde taktikler, dizilişler önemsiz demiyorum ancak mücadele ve
atletizm çok çok önemli diyorum. Erkan Hocamızın takımı tanımasıyla, takımın kaynaşmasıyla ve 2-3
küçük dokunuşla zirve yarışına ortak oluruz ancak öncelikle beraber hareket edebilen, alan ve adam
sorumluluğunu çok iyi paylaşabilen bir ekip olmalıyız. Gerisi kolay, 2 galibiyet Alsancak’ı kapalı gişe
yapar.