HABERLERKÖŞE YAZISIÖZEL HABER

SPORUN YAYGINLAŞTIRILMASI

“Herkesi doktor, mühendis yapma hayalimizden vazgeçip daha çok insanı spor yapar hale getirmeliyiz.”

CENK KARSLI’NIN KALEMİNDEN ; “SPORUN YAYGINLAŞTIRILMASI”

Günümüzdeki modern beden eğitimi ve spor anlayışı  gelişim özellikleri olan fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişim özelliklerini kazandırması ve insanların yaşam kalitelerini arttırmaya yöneliktir. Bu bağlamda günümüzde beden eğitimi ve spor aktiviteleri; sağlık, boş zamanları değerlendirme , performans, kendine güven , kişiler arası ilişkiler ve aktif yaşam alışkanlıklarının  kazandırılması amaçlı yapılmaktadır. Beden eğitimi ve sporun ayrıca toplumsal bir yönü de vardır ki eğitimciler, bir ülkede düzenli spor yapan nüfusun çoğalmasını o ülkenin uygar olma durumunun bir göstergesi olarak kabul etmektedirler.  Türkiye nüfusunun %15.2’sini  15-24 yaş grubundaki insanlar oluşturmaktadır. ( 12 milyon 949 bin 817 kişi) . bu nüfusun yüksek olması spora olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır. Avrupa ülkeleri ile mukayese ettiğimiz zaman nüfusa oranla sahip olduğumuz kulüp sayılarının ve lisanslı sporu sayılarının çok düşük olduğunu görebiliriz. Gelişmiş ülkelerde spor yapma oranı %50’yi aşarken ülkemizde spora katılma oranı %12 civarındadır.

Kulüp sayısının yetersiz olduğu gibi, tesis sayısının yetersiz olduğu gibi, lisanslı sporcu sayısının yetersiz olduğu gibi antrenör ve yetiştirici sayısı da maalesef yetersizdir. Kağıt üzerinde üniversitelileşme oranımızı yükseltmek amacıyla niteliksiz üniversite açma politikasından Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları da nasibini almıştır. Anadolu’nun bir çok şehrine BESYO adı altında barakalar kuruldu. Olması gerekenin çok altında bir kalite ile eğitim veren bu kurumlar maalesef yetersiz akademisyenler, yetersiz antrenörler ve yetersiz öğretmenler yetiştirdi. Oturup ders çalışan vasat insanların öğretmen olduğu, torpil bulanın da antrenörlükte yükseldiği bu çarpık düzenin neticesinde spordan uzak bir toplum oluşturulmuş oldu. Tesadüflere kalmış başarılar ile günü kurtarmaya çalışsak da spor kültürünü topluma aşılayamadığımız ve tabana yayamadığımız gerçeği ile karşı karşıya kaldık.

Peki bu saatten sonra ne yapılmalı ; sporun insan hayatındaki ve toplumsal alandaki önemi idrak edilmeli , bir devlet politikası ile çok küçük yaşlardan itibaren bir yaşam biçime haline getirilmesi desteklenmelidir. Daha çok tesisin daha ulaşılır yerlerde olması sağlanmalı ve sağlıklı yaşam sporunun her yaştan insana empoze edilmesi gerekir. Spor bilimine gönül vermiş akademisyenlerin, antrenörlerin, eğiticilerin maddi manevi koşulları özenilir, tercih edilir hale getirilmelidir. Üniversiteler ve kulüpler nitelikli hale getirilmeli ve uzmanlarca kontrol edilmelidir. Federasyonlar , kulüpler, üniversiteler ve Gençlik Spor İl Müdürlükleri koordinasyon içinde hareket etmelidir.

‘’Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz’’ sözünden yola çıkarak çoklu zeka kuramlarından faydalanıp  insan merkezli eğitim ve öğretim modeline geçilmelidir. Bu zihniyetle hareket ederek spora ilgisi ve yeteneği olan çocuklar, gençler okulda ve sosyal yaşamda desteklenmelidir. Herkesi doktor, mühendis yapma hayalimizden vazgeçip daha çok insanı spor yapar hale getirmeliyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.