HABERLERKÖŞE YAZISIÖZEL HABER

MESLEĞİNE SAYGIN OLSUN

“Gelişim, içsel bir motivasyon ile hayat boyu devam eden bir süreçtir. Hem kendimize hem mesleğimize hem spora saygımız olsun.”

CENK KARSLI’NIN KALEMİNDEN ; “MESLEĞİNE SAYGIN OLSUN…”

İş bulma ile ilgili belirsizlikler, spor ile ilgili sektörlerdeki genel ekonomik bakış açısı kaliteli insanları spor dışındaki sektörlere yönlendiriyor. Hepimiz spor dünyasında kaliteli, kendini geliştirmiş ve daha da gelişime açık, liderlik vasıflarına sahip , karar verme psikolojisi güçlü olan insanlar görmek istiyoruz. Ülke genelinde spor ile ilgilenen insan kalitesi artmadan , sporu daha yüksek seviyelere taşımak mümkün olmayacaktır. Çok küçük yaşlardan başlayarak sporun içindeki tüm departmanlar için insan yetiştirmek ile ilgili planlar yapmak zorundayız. Antrenör yetiştirmek, yönetici yetiştirmek ya da hakem yetiştirmek kulüplere, bağımsız kurumlara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.

Sporcu kalitesine bakıyoruz ; antrenmanı sevmeyen, kendisine bakmayan, davranış bozuklukları olan, entelektüel birikimi olmayan, yabancı dile öğrenmeye istekli olmayan, rakip analizine kafa yormayan, para kazandıkça ve kariyeri yükseldikçe olgunlaşması gerekirken aksine kabadayılaşan , gençlere örnek olmak varken onlarla hiç ilgilenmeyen bir genel tablo ile karşılaşıyoruz.

Kulüp yöneticilerine ve kurumların başında bulunan karar vericilere baktığımızda ise sporla çok geç tanışmış, sporun evrelerinden haberi olmayan, branşa özgü bilgi birikime sahip olmayan, çavuş ahbap ilişkilerini seven, elit bir gruba hitap etme yeteneği  olmayan, insan çalıştırmak ve yönetmek konusunda beceriksiz, maddi konulara yabancı, mevzuattan bihaber insanlar görüyoruz.

Hakemlere geliyoruz ; fiziksel eksiklik var, verilen kararlarda standart bozukluğu var,  beden dilinde ve iletişimde problem var, futbolcuyu tanıma ve yapacaklarını süzme ile ilgili sorunlar var, baskı altında performans düşüklüğü var.

Spikerler desen tam bir fiyasko. Futbolcuların isimlerini bilmezler, teknik direktörlerin geçmişlerini bilmezler, yabancı oyuncunun adını  doğru telaffuz edemezler, oyun kurallarını bilmezler, tarafsız kalmaları gereken yerde popülist olurlar. Hangi birini sayayım ? Fiziği , saçı Birbirine benzeyen oyuncuları karıştırırsın da Pirlo ile Seedorf’u karıştırmazsın, Zaha ile İcardi’yi karıştırmazsın.

Bütün bunları neden yazma gereği duydum biliyor musunuz ; çevremizdeki insanların genel olarak işine, mesleğine saygısı yok. Sen bu işten ekmek yiyorsan, evini  arabanı bu iş sayesinde alıyorsan, tatile gezmeye eğlenceye bu iş sayesinde gidiyorsan, bu iş sayesinde insanlar seni  hasbelkader tanıyorsa , bu iş sayesinde hastane eczane gibi hizmetlerden faydalanıp emeklilik hakları elde ediyorsan canla başla işine konsantre olacaksın. Kendini geliştirmen gereken konuları tespit edip bu konulara zaman ayıracaksın, yatırım yapacaksın. Futbolcuysan ekstra antrenman yapacaksın, yöneticiysen tecrübeli adamlardan fikir alacaksın, hakemsen yanlışlarını izleyip düzeltme yoluna gideceksin, spikersen açıp ders çalışır gibi bilgi edineceksin. Sporun içinde kaliteli insanlara ihtiyaç var, doğru adam yok diye sistem bozuk diye herkes rahata bağlamış. Gelişim, içsel bir motivasyon ile hayat boyu devam eden bir süreçtir. Hem kendimize hem mesleğimize hem spora saygımız olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.