HABERLERKÖŞE YAZISI

KULÜP – TEKNİK ADAM İLİŞKİLERİ

Cenk Karslı’nın Kaleminden ; “KULÜP – TEKNİK ADAM İLİŞKİLERİ”

Şenol Güneş’i severim demek bile haddime olmayabilir ancak kendisine saygı duymakla beraber ayrı bir sempatim de vardır. Anadolu’dan bir insanın çıkıp Türkçe Öğretmenliği sıfatını kazanması, sporculuk ve teknik adamlık kariyerinde başarılı olması beni son derece mutlu eden bir durumdur. Oyunculuğu zamanında Trabzonspor’u ilk kez 1.lige çıkaran takımda yer alması, Trabzonspor’da 6 şampiyonluk yaşaması, 1110 dakika gol yemeyerek  rekor  kıran kaleci olması , teknik adamlık kariyerinde Trabzonspor’da ve Beşiktaş’ta önemli başarılar elde etmiş olması, Milli Takım başında Dünya üçüncülüğü elde etmiş olması, yurt dışında teknik adamlık yapması ve oynatmış olduğu keyifli futbol takdir edilmeyecek gibi değil. Ancak geçen gün Beşiktaş kulübü ile yeniden anlaşma yaptığının resmi olarak duyurulacağı basın toplantısındaki bazı sözleri beni rahatsız etti. Kulüp Başkanı için her ne kadar kulübün mali durumunu düşünüyor anlamında söylese de ‘’başkan parayı sever’’ demiş olması ayrıca Futbol Takımının sportif direktörü için ‘’az konuş, çok çalış’’ demesi   yönetim- teknik adam ilişkileri ile ilgili bazı detayları düşünmemiz gerektiği konusunu aklıma getirdi.

Kulüpleri yönetirken her şubenin de başkanı, yöneticileri, idari personeli , malzemecisi, şoförü belirlenir ve görev tanımlarının da çerçevesi çizilir. Küçük bir kulübe, geçmişi olmayan bir camiaya Değerli ve Ünlü bir teknik adam getirdiğinizde kulübün anahtarlarını  teslim eder gibi kendisini üstün yetkilerle donatırsanız bunu pek yadırgamam ama mazisiyle, taraftarıyla, gücüyle, bütçesiyle  milyonlara hitap eden bir kulüpseniz teknik adamları kulübün üstüne çıkaramazsınız. Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli gibi isimler özeldir ve onların bazı üstün hakları olmalıdır diyebilirsiniz ancak bu üstün hakların da bir sınırı olmalı. Haklara sahip olmak başka , bu haklara sahip olduğunu dile getirme şekli başka bir şey. Size özel yetkiler verilmiş olsa bile, kulübü ve kulüp yönetimini küçük düşürücü söylemlerde bulunma hakkınız olamaz. Kime ne kadar yetki vereceğinizi bilemem , o kulüplerin iç sorunudur ancak uslüp çok önemli.

Kulüpleri de eksik görüyorum ; teknik adamların davranışlarını, teknik bilgisini, taktik zekasını, kadro tercihini, transfer planlarını değerlendirebilecek yeri geldiğinde eksiklerini ana yönetime rapor edebilecek  donanımlı , yetkin yöneticiler bulamıyorlar. Büyük koltuklara küçük adamlar koyarsanız o adamlar koltukta kaybolur. Kahvenin maliyetini, dükkanın genel giderlerini, vergiyi, ssk’yı, kirayı, stopajı  bilmeden Bu işte çok para ver deyip yeni nesil kahveci dükkanı açarsanız , maaş verdiğiniz adam sizi dolandırabilir ya da batırabilir. O kendine başka iş bulur ama siz işletmenizi kaybedersiniz. Kulüpçülük de böyledir. Teknik adam başka takıma gider ama kulüp sizindir. Kulübünüzün maddi ve manevi tüm değerlerini korumak birinci görevinizdir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.